Bakan Yumaklı’nın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Geçtiğimiz yılın ekim-kasım aylarından itibaren bu uyarılarımızı yapıyoruz. Ama maalesef vatana kurşun sıkmakla herhangi bir şeyi boş verip alanların, tarım alanlarının, ormanlık alanların, bu ekosistemin yanmasının arasında hiçbir fark yok.

Bunların cezasının ağır olduğunu ifade ediyoruz ama nedense bu boş vermişliği bir türlü aşamadık, geçemedik. Tekrar buradan meteorolojik verilerin mevsim normallerinin üzerinde olduğunu ve hafta boyunca da devam edeceğini söylemiştik nitekim de böyle oldu.

Önümüzdeki dönem yani Ekim 2010-2025’e kadar aynı şekilde, aynı teyakkuz halinde devam etmemiz gerekir.

Buradan bir tekrar bütün vatandaşlarımızdan istirham ediyorum. Çok basit, herhangi bir şekilde ‘Ya bir şey bundan, ne olacak ki?’ denilen şey bugün şu ekosistemin yok olmasına sebep olacak sonuçları doğuruyor. Bunu biz tek başımıza engelleyemeyiz, hep beraber omuz omuza vermemiz gerekir. Sadece yangına sebep olanlar değil, olma ihtimaline karşı da herkesin teyakkuz halinde olması lazım.

Son 2 günde yani cuma ve cumartesi günleri irili ufaklı olanları hiç saymıyorum bile. Ülkemizde 113 büyük ölçekli yangın meydana geldi. Bunlardan sadece 6 tanesi kaldı.

Risk teşkil eden 3 tane yangımız var. Bunlardan bir tanesi şu anda içinde bulunduğumuz Sakarya-Bilecik sınırındaki yangın. Bu yangınla alakalı dün 10.48’te çıkmıştı. İlk müdahale sadece 7 dakika sonra yapıldı. Ancak şiddetli rüzgar ve kararsız rüzgar bizim müdahalelerimizi büyük oranda boşa çıkardı. Daha doğrusu etki ve sonuç almamızı geciktirdi, uzattı.

Şu anda coğrafi yapı sebebiyle hava araçlarını buraya müdahale edecek şekilde yönlendiriyoruz. Halihazırda 1 uçak, 16 helikopter, 174 arazöz ve binin üzerinde orman kahramanı arkadaşlarımız var.  

Şu ana kadar Sakarya’da 2 köy, Bilecik’te de 11 köy tedbiren tahliye edildi. Buralarda yaşayan vatandaşlarımızın arasında herhangi bir şekilde etkilenen, yaralanan, sağlık problemi yaşayan bir vatandaşımız yok.

Yangının çıkış sebebi olduğu değerlendirilen de 3 kişi valiliğimizin talimatıyla gözaltına alınmış durumda. Etkilenen alanlarla ilgili büyüklük, şu anda söylemek mümkün değil.

Diğer risk teşkil eden yangın ise Manisa Akhisar yangını. Çıkış saati bugün 11.25, ilk müdahale 11.35. Buraya da 3 uçak, 11 helikopter ve 26 arazözle arkadaşlarımız müdahale ediyor.

Hafta başından itibaren neredeyse İzmir’deki birçok yangınla arkadaşlarımız mücadele etti. O yorgunluklarına rağmen şu anda orada da cansiparane bir şekilde o problemi çözmek için uğraşıyorlar.

İklim değişikliği dediğimiz tam da bu. Yangın hassasiyeti sadece bir kesimin, bir kurumun hassasiyeti değil. Ülkemizin karşı karşıya kalabileceği, yüz yüze kalabileceği büyük bir problemin habercisi. Dolayısıyla düşük nem, şiddetli rüzgar, aşırı sıcaklık bırakın müdahale edilmeyi hakikaten sizin farkında bile olmadan çok geniş alanlarda mücadele etmenizi gerektiren bir hal alıyor.

Burada çalışmalarımızı yoğunlaştırırken bir haber aldık. O da Bolu Göynük’ten. Geçtiğimiz yıl burada gerçekten hepimizin ciğerini dağlayan, bizi de çok uğraştıran büyük ölçekli bir yangın çıkmıştı. Oraya çok yakın bir yerde hemen hemen aynı karakteristiği gösteren bir yangın çıktı. Bu da üçüncü riskli yangın. Buraya da 9 helikopter, 12 arazöz ve 100 arkadaşımızı hemen sevk ettik. Şu anda arkadaşlarımız müdahaleye başladı.

Yangını iklim değişikliği ya da iklim şartları çıkartmıyor. Yangını insanlar çıkarıyor. Engellemek de yine insanların, bizlerin elinde.”